Konuşma Problemi
Dil, her topluma göre değişen bir sistemdir ve insanlar arasında iletişimi kolaylaştırır. Her dilin sözcük, ses ve gramer yapılarının farklı olduğunu belirten kuralları vardır. Bu kuralların öğrenilmesi bebeklik döneminden başlar, yaşamın ilk yılından itibaren de belirgin olarak ortaya çıkar. Çocuğun dil gelişimi, doğumdan itibaren izlenirse, doğuştan gelen bir ses kapasitesinin olduğu gözlenebilir. Çocuk olgunlaştıkça konuşma mekanizması üzerindeki denetimi artar. Dili anlama ve kazanmada belli aşamaları geçirmesi gerekir.
Çocukların dil gelişimlerinde, beklenen aşamalarda gecikmeler olması, konuşmanın dikkati çekecek kadar normalden çok farklılık göstermesi ve iletişimin bozulduğu, konuşma ve dil bozuklukları olarak tanımlanır.
NEDENLERİ:
Konuşma ve dil bozukluklarının nedenleri genellikle organik ve fonksiyonel olarak ikiye ayrılır. Organik bozukluklar; probleme belli bir nörolojik yada yapısal anormalliğin neden olduğu durumlarda kapsar. Fonksiyonel bozukluklar; psikolojik veya çevre bozukluklarından ileri gelebilir yada nedenleri bilinmeyebilir. Konuşma ve dil bozukluklarının çoğu fonksiyoneldir. Nedenleri genellikle bilinmez.
Organik Bozukluklar:
1–) Konuşma organlarının yapı bozukluğu
- Dudak yapısında bozukluk.
- Yarık damak.
- Ağız bölgesindeki diğer yapı bozuklukları.
- Dişlerin yapı bozukluğu.
2–) Merkezi sinir sistemi bozukluğu
- Öğrenme güçlüğü
- Söz yitimi
3–) Motor bozuklukları.
- Cerebral palsy
- Spina bifida
4–) Duygusal yetersizlik
- İşitme kaybı.
- Görme kaybı.
5–) Bilişsel bozukluk.
- Çeşitli nedenlere bağlı zeka geriliği.
- Down sendromu.
Fonksiyonel Bozukluklar:
1–) Çevresel nedenler.
- Konuşmayan aile.
- İki dil konuşulan aile.
2–) Ciddi duygusal-sosyal bozukluklar.
- Ciddi duygusal rahatsızlığı bulunan anne-baba.
- Ciddi duygusal rahatsızlığı bulunan çocuk.
- Otizm.
EĞİTİMİ:
Çocuğa konuşma ve dil bozukluğunu yenmesinde yardımcı olmak için, konuşma ve dil bozukluklarında, çocuğun deneyimlerinden ve dilin günlük yaşamdaki fonksiyonundan yararlanarak eğitim düzenlenmelidir. Başkalarının konuşmasını dinlemeyi,yorumlamayı,çözümlemeyi kendi deneyim ve düşüncelerini konuşma yoluyla anlatmayı sağlamalı,bu konuda yönlendirilmiş çalışmalar düzenlenmelidir.
Eğitimci ya da öğretmen konuşma ve dil bozukluklarının belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Çünkü çocuğun gündelik konuşma alışkanlıklarını doğrudan gözleyen kişidir. Çocuğun; iletişim ve toplumsallaşma amacıyla kullandığı gündelik dil,çocuğun konuşma ve dilinin yeterliliğini ölçmekte en iyi ölçüttür.
Öğretmen,iyi bir belirleme yapabilmek için konuşma ve dil gelişimine ilişkin yeterli bilgi sahibi olmalıdır. Belirlenen konuşma ve dil bozuklukları için konuşma terapisi alınmalıdır. Terapist problemi değerlendirebilmek için çocuğu gözler ve test eder. Çocuğu işitme,ses,söyleyiş, konuşma akışı ve dil performansını değerlendirmede kullanılabilecek çeşitli testler ve değerlendirme araçları kullanılır. Terapist bulgularına göre, çocuğu bireysel ya da grup eğitimine alır. Gerekirse çocuğu başka bir uzmana gönderir. Çocuğun işitme kaybı ciddiyse odyoloğun yardımı gerekmektedir. Çocuğun konuşma ya da dil sorunlarının beyin sarsıntısından ileri geldiğinden şüphelenildiğinde nörologlara başvurulmalıdır. Duygusal bozukluğu olanları psikologlar değerlendirilmelidir.
Çocuğun konuşma ve dil güçlükleri ne olursa olsun,uygun tedavi ve düzeltme işlemlerinin planlanması ve yürütülmesi için erken tanı çok önemlidir.
Leave a Comment